|ForumFly|
forumhead
Forum
=> Daha kayıt olmadın mı?Forum - Antalya
Burdasın: Forum => Turizm/Tarih => Antalya |
|
Admin (şimdiye kadar 159 posta) |
Antalya, Akdeniz Bölgesi'nde yer alan Antalya şehrinin aynı ismi taşıyan merkez ilçesidir. Antalya, Türkiyenin önemli turizm merkezlerinden biridir. Doğası, palmiyelerle sıralanmış bulvarları, geleneksel mimarisini korumuş merkezi Kaleiçi ve büyük ölçekli turizm yatırımları ile Türkiye'nin en önemli turizm merkezlerinden biridir. Antalya aynı zamanda, Türkiye'nin büyük ölçekli göç alan kentlerinden biridir. 2010 yılı verilerine göre Antalya şehir merkezinde 502.491 erkek, 498.827 kadın olmak üzere toplam 1.001.318 kişi yaşamaktadır. [1]Tarihi [değiştir] Piri Reis'in Kitab-ı Bahriye eserinden Antalya limanı ve kıyı kasabası Kemer (1525) Piri Reis'in tarihi Antalya, Manavgat ve Side haritası Her ne kadar 1215'te Gautler de Montbellard Kıbrıs'tan getirdiği kuvvetlerle şehri ele geçirip Türkleri kılıçtan geçirdiyse de, Antalya 1. Keyhüsrev tarafından geri alınmıştır. XII. yüzyıl sonlarında Selçuklu Devleti sona erince Isparta ve Antalya arasındaki topraklar Teke Aşireti'nin bir kolu olan Hamidoğulları'nın egemenliğine girmiştir. Antalya'yı ele geçiren İlyasbeyoğlu Dündar Bey, buranın yönetimini, kardeşi Yunus Bey'e bırakmıştır. Yunus Bey'in oğulları, Antalya'da hüküm sürmüştür. Hamidoğulları'nın bu ikinci kolu Tekeoğulları adıyla anılır. Kıbrıs Kralı Pirre, 1361'de Antalya'yı ele geçirdiyse de, Tekeoğulları'ndan Mehmed Bey, 1373'de şehri geri almıştır. Bunun oğlu Osman Bey zamanında Antalya, Yıldırım Bayezıd, buranın yönetimini Firuz Bey'e vermiştir (1391). Ancak Antalya'nın Osmanlılara geçişi konusunda kaynaklara tek bir tarih göstermemektedir (Oruç Bey ve Neşri'ye göre 13891392; İbni Kemal'e göre 1391). Anadolu'da beyliklerin egemen olduğu bir dönemde, 13351340 tarihleri arasında Antalya'ya gelen Arap seyyah İbn Battuta Antalyadan bahsederken şöyle der: Kent halkı, ırk ve dinlerine göre ayrı ayrı mahallelere yerleşmişler. Hıristiyan tüccarlar Mina adıyla anılan mahallede otururlar. Bu mahallenin çevresini bir sur kuşatmakta ve Cuma vakti geceleri surun kapıları kapatılmaktadır. Rumlar başka bir mahallede kendi başlarına otururlar. Onların bulundukları yer de bir surla çevrili. Yahudilerin de yine kendilerine ait, surla çevrili bir mahallesi vardır. Müslüman ahaliye gelince, bunlar asıl büyük şehirlerde yaşamaktadırlar. Burası bir Cuma mescidi ve medrese ile birçok hamamı, zengin ve tertipli büyük çarşıları ihtiva etmektedir. Şehrin çevresini, yukarıda kaydettiğimiz bütün mahalleleri de içine alan büyük bir sur kuşatır Osmanlı Dönemi [değiştir] Ankara Savaşı'ndan sonra (1402) Teke ve Karamoğulları'nın Antalya'yı ele geçirme girişimleri boşa çıktı. Antalya, Anadolu eyaletinin Teke Sancağı'na merkez oldu (Elmalı ile birlikte). II. Bayezıd devri sonlarında şehzade Korkud, bu sancağın başında bulunuyordu. Babası ölünce tahta çıkan Selim'e karşı (Yavuz ) burada ayaklandı. Alanya ise Fatih döneminde 1471 yılında Gedik Ahmed Paşa tarafından alınmıştı. XVII. yüzyılın ikinci yarısında Antalya'yı gezen Evliya Çelebi, üç yanı bahçelerle çevrili şehrin kale içinde dar sokaklı, 3 bin evli dört mahallesi, kale dışında ise, kuzeyde 20 Türk, 4 Rum Mahallesi bulunduğunu, çarşının surlar dışında yer aldığını, limanın 200 parça gemi alacak büyüklükte olduğunu yazar. Osmanlı Devleti'nin Abdülmecid devrinde (1847) çıkarmaya başladığı salnamelerde (bugünkü anlamıyla yıllık ) Antalya, Konya'ya bağlı olması sebebiyle " Teke Sancağı" adıyla geçmektedir. Antalya, XIX. yüzyıl sonunda Konya Vilayetinin sancağı durumundaydı.İdari bakımdan 5 kaza ve 9 nahiyeye ayrıldı. Toplam köy sayısı 549 idi. Sancak toplam nüfusu 224 bin kişiydi. Bu nüfusun 15 binini Yörükler oluşturuyordu. Bunlar kışı ovalarda, yaz aylarının ise yayla adı verilen platolarda geçirirlerdi. Nitekim Hazine-i Evrak'ta mevcut 1840 tarihli bir belgeden Antalya Kalesi içindeki yerlere iskanları yetersiz olduğundan, sur dışında bir mahalle kurulması ve oraya bir kapı açılması ve kiliselerin onarılması hakkındaki yazıdan, buraya sürekli değişik dinlerden, değişik yerlerden insanların gelerek yerleştikleri anlaşılmaktadır. Antalya şehri, körfezin ortasında, dik bir kayalığın üzerinde kurulmuştu. ve mutasarrıflık buradaydı. Üç surla çevrili olan kentin çok heybetli bir görünüşü vardı. Bu surların alt bölümlerinde bulunan geniş çukurlar, Düden Çayı'nın sularıyla dolar ve şehir, bu su hendekleriyle korunurdu. XIX, yüzyıl sonunda Antalya Sancağı'na eğitim ve öğretim faaliyetleri, 2 bin 600 öğrencinin devam ettiği 50 okulla sürdürülürdü. Antalya'da gerek Selçuklular, gerekse Osmanlılar döneminde merkez ve ilçelere 60'dan fazla medresenin bulunduğu bilinir. Bugün pek çoğu harap olmuş bu yapıların içinde 1250 yılında Selçuklu Veziri Karatay tarafından yaptırılan medreseyle, Elmalı'daki Osmanlılar döneminde Ömer Paşa tarafından yaptırılan medrese, sağlam olarak kalmıştır. XIX. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nun bırakmak zorunda kaldığı topraklardan gelen göçmenlerin yerleştirildiği Antalya, sözü geçen yüzyılın ikinci yarısında Konya Vilayetine bağlanan bin sancağın (Teke) merkezi oldu. Kurtuluş Savaşı Dönemi [değiştir] Birinci Dünya Savaşı'ndan önce bu sancak, adı geçen vilayetten ayrılarak bağımsız bir sancak haline girdi. Mütareke döneminde şehir, bir aralık İtalyanların işgali altındaydı. İtalyanlar Antalya halkına, kendilerini Türk dostu olarak göstermeye çalışıyorlardı. Bu amaçla, Yunan işgali bölgesinden Antalya'ya gelen göçmenlere ve yoksul halk tabakalarına çeşitli yardımlarda bulunuyor, ayrıca yollar ve okullar açıyorlardı. Çiftçiyi ve taciri kendi tarafına çekmek isteyen İtalyanlar, gerekli kredileri vermek üzere Banco Di Roma'nın Antalya'da şubelerini açmaktan geri durmadılar. Ancak şehir çok geçmeden boşaltıldı. Cumhuriyet Dönemi [değiştir] 9 Temmuz 1921 tarihinde İtalyanların geri çekilmesiyle Anadolu Hükümeti'ne bağlandı. Cumhuriyet'in ilanından sonra ise Antalya adı altında, il bazında bugünkü halini aldı. Zaman dizini [değiştir] Kaleiçi'nden bir görünüm. Antalya'nın bilinen kronolojisi: M.Ö. 700 - 546: Lidyalılar Dönemi M.Ö. 546 - 336: Persler Dönemi M.Ö. 336 - 301: Helenistik Dönem M.Ö. 301 - 188: Selevkos Krallığına bağlı Pleistarkos Devlet Yönetimi M.Ö. 188 - 65: Pamfilya Korsanları Dönemi M.Ö. 65-MS 395: Roma Dönemi M.S. 395: Bizans Egemenliğinin Başlaması. M.S. 655: Antalya önlerinde Bizans ve İslam Donanmaları arasında Zat-el Şenari Savaşı yapılması. M.S. 1085: Süleyman Şah'ın Antalya'yı alması. M.S. 1103: Bizans Ordusu'nun, Antalya'yı Anadolu Selçuklularından geri alması. M.S. 1206: Anadolu Selçukluları'nın Bizans'tan şehri geri alması. M.S. 1207: Antalya Şehri'nin tümüyle Selçuklulara geçmesi. M.S. 1221: Keykubad'ın, Antalya Körfezi'nin doğusundaki Kalanorasa'yı ele geçirmesi. M.S. 1308: Antalya'da Teke Beyliği'nin kurulması. M.S. 1361: Antalya'nın, Kıbrıs Krallığına bağlanması. M.S. 1373: Mehmet Bey'in Antalya'yı geri alması. M.S. 1426: Antalya Bölgesinin tamamen Osmanlı Devletine bağlanması. M.S. 1510: Hasan Halife ve adamlarının, Antalya'nın Kızılkaya nahiyesini basıp yağmalaması. M.S. 1808: Antalya'da Kadı Paşa isyanı çıkması ve bastırılması. 28 Mart 1919: Mondros mütarekesi uyarınca, İtalyanların Antalya'yı işgal etmesi. 31 Mayıs 1921: İtalyan birliklerinin Antalya'dan çekilme kararı alması. 1 Haziran 1921: İtalyanların, Antalya'yı boşaltmaya başlaması. 29 Ekim 1923: Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu. Coğrafya [değiştir] Antalya'da Gün Batımı. Antalya, Akdeniz Bölgesi'nin batısında yer almaktadır. İl merkezi kuzeyinde Burdur, doğusunda Serik, güneyinde Akdeniz, batısında ise Korkuteli, güneybatısında ise Kemer sınırları ile çevrilidir. Akdeniz ikliminin bitki örtüsünü olan maki türü bitkiler Antalya'nın da bitki örtüsünü oluşturur. Batı Torosların güneyi ile Akdeniz arasında kalmış bir bölümde bulunmaktadır. Şehrin yukarı kısımlarında kızılçamlar görülür. Antalya'dan geçen tek akarsu şehrin doğusundaki Aksu Çayı'dır. Bu akarsuyun üzerinde Düden Şelalesi de bulunmaktadır. İklim [değiştir] Antalya ili iklimi genel olarak Akdeniz iklimine girmektedir. Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı olarak ifade edilen iklim tipi diğer bir değişle mutedil deniz ve sıcak deniz iklim sınıfına girer, daha iç kesimlerde ise soğuk ve yarı-kara iklim tipi görülmektedir. Yazın ortalama sıcaklık 3034 derece arasındadır. Ocak ayında ise sıcaklık ortalama 915 derece arasında değişir. Şehirde kar yağması ve don gibi meteorolojik olaylar hemen hemen hiç olmaz. İlde yıllık ortalama nispi nem %64 civarındadır.[2] Antalyanın kıyı bölgesinde yazlar hem uzun hem de sıcaktır. Kışlar bile ılığa yakın serinlikte geçer. Yazın hiç görülmeyen yağmur, Aralık, Ocak ayları ile çok nadir olarak ilk ve sonbahar aylarında sağanak halinde yağar. Yılın ancak 4050 günü kapalı ve yağışlıdır. Antalya, yılda ortalama 300 güneşli günü, 18.7 derece yıllık sıcaklık ortalaması ile yılın 12 ayı turizm hareketlerine açık, ender bölgelerden birisidir. Yılın en az dokuz ayı denize girilebilir.[2] Bitki örtüsü ise Akdeniz iklimi'nin getirdiği maki adlı kısa ve her mevsim yeşil ağaçlardan oluşur. | |||
????????????? (Ziyaretçi) |
?????????????????????????????????????????????c?????????????????????????????????¤?uindi????????????????????????????????¤????????????????????????? | |||
??????????? (Ziyaretçi) |
flamme????????ondolo?????¤???????????????¤??????????????????????????????????????eneva???(seal)?????????????c????????????????????????????????????¤????????????? | |||
graduation dresses for college (Ziyaretçi) |
Then the children began to die. As the whispers started circulating through town that perhaps there was more to these deaths than met the eye, Tiedemann decided to build on to the house to distract his wife from her grief. Apparently Tiedemann thought that what his wife really needed were features like turrets and gargoyles, which made the home look even more like a castle. graduation dresses for college http://www.spoofzone.com/ | |||
First aid products (Ziyaretçi) |
You could take unglazed spanish tiles as well, but a baking stone is easier to use. (no gaps) keep on bakingin reply to student_for_lifeMar 5, 2008. 4:36 PMReplyYeah. After several months of fighting, Constantine and Maxentius met for a single, decisive battle. Maxentius had almost twice as many men but, as it turns out, Constantine had God on his side. A few hours before the battle, Constantine "saw with his own eyes in the heavens a trophy of the cross arising from the light of the sun, carrying the message, 'Conquer By This.'"Depending on how religious the person is you are talking to, the sign he saw in the sky was either a miracle or some ridiculous thing he imagined/made up later for the awesomeness. |
Cevapla:
Bütün konular: 370
Bütün postalar: 714
Bütün kullanıcılar: 2
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse

|

Ücretsiz kaydol